Valimiz Doç. Dr. İlker Gündüzöz, ‘Türkiye’de Tarım Ürünleri ve Yem Bitkileri Üretiminin Durumu, Sorunları ve Çözüm Yolları Çalıştayı’ programına katıldı.
Muş Alparslan Üniversitesi 1071 Malazgirt Kongre ve Kültür Merkezinde düzenlenen çalıştaya; Valimiz Doç. Dr. İlker Gündüzöz, Tarım ve Orman Bakanı Bakan Yardımcısı Mustafa Aksu, Muş Ak Parti Milletvekili Mehmet Emin Şimşek, Muş Belediye Başkanı Feyat Asya, protokol üyeleri, paydaş kurumlar, davetliler, basın mensupları ile muhtarlar ve çiftçiler katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasıyla başlayan programda, Tütün Üretim ve Pazarlama Kooperatifler Birliği Genel Başkanı Seyhmus Solgun’un konuşmasının ardından Rektör Yardımcısı Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yaşar Karadağ tarafından açılış konuşması yapıldı.
Daha sonra Tarım ve Orman Muş İl Müdürü Mehmet Aydın ilimizin tarım ve hayvancılık potansiyeli, DAKA Muş İl Koordinatörü Fuat Özkan yatırım imkanları, TKDK İl Koordinatörü Beytullah Uygur ise IPARD-I ve IPARD-II programları hakkında birer bilgilendirme konuşması yaptılar. Programda Tütün Daire Başkanı Ahmet Kavak tarafından yapılan konuşmadan sonra Belediye Başkanı Feyart Asya ve Milletvekili Mehmet Emin Şimşek tarafından da birer selamlama konuşması yapıldı.
Düzenlenen Çalıştay da bir konuşma yapan Valimiz Doç. Dr. İlker Gündüzöz; “Kıymetli Belediye Başkanımız, Ankara’dan gelen Tarım ve Orman Bakanlığı’nın değerli Kurul Başkanı, Değerli Komutan, Değerli Rektör Yardımcımız, Saygıdeğer Basın ve Kıymetli Mesai Arkadaşlarım.
Üniversitemizden ve farklı illerdeki üniversitelerden bu çalıştay için gelen değerli hocalarımız, hanımefendiler, beyefendiler ve değerli öğrenciler hepinizi en kalbi duygularla selamlıyorum.
Laleler şehri Muş’ta olmaktan büyük mutluluk duyduğumu ifade etmek istiyorum. Lale nedir? Bilir misiniz? Lale aslında bir semboldür. Ebced hesabı ile lale hilal karşılığıdır. Hilal de bizim şanlı bayrağımızı temsil eder. Şehrimizin, Valiliğin, Belediyenin ve Üniversitenin ambleminde laleler var. Zaten Anadolu’nun giriş kapısı olan Malazgirt’e yani Muş’a da zaten laleler yakışırdı.
Laleler şehri Muş’umuza Ankara’dan selam getirdim. İnşallah bir Muşlu olarak güzel hizmetleri hayırlı hizmetlere vesile oluruz.
Kıymetli hazirun, Türkiye hızla gelişiyor ve hızla gelişirken de tüm Dünya’nın gözleri bizim üzerimizde. Türkiye üzerinde birçok hesaplar oynanıyor, yakınlarda çeşitli devletler parçalanıyor, onların içerisinde huzursuzluklar çıkarılıyor, gariban insanlar topraklarından koparılıyor ve ülkemiz yine alicenap halkıyla milli ve manevi değerlerine bağlı bir duruşla bu gariban kendi ülkesinden koparılmış insanları kucaklıyor, misafir ediyor.
Önemli değerlerimiz var. Bu değerlerimizi bilgi ile taçlandırmamız gerekiyor. Sonuç itibari ile bu üniversite çatısının altında Muş’ta böyle bir bilimsel faaliyetin içinde bulunmaktan ayrıca gurur duyuyorum. Muş’umuz demek ki belli bir noktada bilginin peşinden koşuyor ve bu güzel üniversite adının güzel olduğu, kendisinin güzel olduğu ve belli bir kapasiteye ulaştığını gördüğüm bu üniversitede böyle bir güzel çalışmayı birlikte yapıyoruz.
Ben bu çalıştayın tarıma, yem bitki üretimine katkıda bulunmasını temenni ediyorum. Bilgi her şeyin önündedir. Bilgisiz yapılan şeylerin sonucunun iyi olması beklenen, arzulanan şekilde tecelli etmesi mümkün değildir. Dolayısıyla bilimsel faaliyetleri desteklemek lazım.
Sayın Rektör Yardımcımızın kürsüdeki heyecanını görünce bu desteğin mislice katlanarak devam etmesi gerektiğine inanıyorum. Gerçekten hocamız şevkle heyecanla sanki yeni bir talebeymişcesine bu kürsüden hitap etti ve bizi mutlu etti. Bu heyecanın hepimizde olması lazım. Ticarette olması lazım, sosyal hayatta olması lazım, okurken öğrencilerimizde olması lazım.
Sevgili öğrenciler, anneniz babanız belki kendi sofrasından kısarak sizleri üniversiteye gönderiyor bunun karşılığını vermeniz lazım. Kütüphanelerde vakit geçirmeniz, kitap okumanız bilimsel faaliyetlerin içinde bulunmanız ve değerli hocalarımızı çok dikkatli dinlemeniz büyük önem arz ediyor. Dolayısıyla ben bu heyecanın her alana yayılmasını temenni ediyorum.
Bu sabah Vali Konağı’ndan çıktım yürüyerek Valiliğe doğru gittim. Bir baktım şöyle insanlarımız ne yapıyor, kimi esnaf dükkânını yeni açıyor kimisi de dükkânı açmamış. Biraz geç açıyorlar herhalde. Rızıklar erkenden dağılır. Esnaflarımıza da sesleniyorum işyerlerimizi daha erken açacağız, daha az uyuyacağız daha çok çalışacağız yaptığımız işleri de heyecanla yapacağız. Dolayısıyla memleketimizin bir an için durmaya tahammülü yok.
Bu memleket çok büyük bir memleket, eğer Türkiye olarak ne kadar çok gelişmiş olursak o kadar çevremize faydamız olacağızdır. Bölgemizde, coğrafyamızda insanlar acı çekerken biz onları daha rahat himaye edeceğiz biz yıllarca bu coğrafyada onlara abilik yaptık. Bu coğrafyada liderlik yaptık ve yine bu coğrafya bizden bu liderliği, bu abiliği istiyor bekliyor. Onun için çok çalışmamız gerekiyor.
Bu çalıştayın esas konusu tarım ve tarımsal faaliyetler. Tarım denince tabi kırılgan bir zemin söz konusu çünkü tarımın doğasında arz ve talebin aynı yönde gerçekleşmemesinden kaynaklanan bir bilimsel gerçeklik var. Bunları İktisatçılar örümcek ağı denen bir teorem ile açıklıyorlar. Bugün eğer fiyatlar yüksek ise çiftçiler bu arzı yani talebi bir yıl sonra, yani bir üretim dönemi sonrasında karşılamak üzere ekinlerini ekiyorlar. Bir fabrikada üretim bandına giren bir mal belki bir saatte çıkıyor, belki bir günde çıkıyor ama tarımsal üretimde böyle değil. Belli bir zaman dilimine ihtiyacımız var ve bu gecikme tarımın doğasında olan bir gecikme. Böylece attığınız bir adım tarım da fiyatlara doğrudan doğruya hemen reaksiyon vermesine imkân vermiyor. İmkânlar vermesi de tarımsal üretimin piyasada kırılgan bir takım şartlarla karşı karşıya kalmasına neden oluyor. Kırılgan zeminde yani arzda talebin yan yana gelmemesinde tarım ürünlerini desteklememiz lazım. Çiftçileri desteklememiz lazım. Bu dünyanın her yerinde böyledir. İşte Avrupa Birliği’nin en önemli politikalarından biri tarım politikalarıdır. Çiftçilerin tarımsal ürünlerini destekliyor. Bu destekler maddi olduğu kadar bilgilendirme şeklinde de oluyor. Gelmeden önce Muş ilimizin tarımsal bir takım verilerini -daha detaylı alacağız ama- Tarım ve Orman Müdüründen istedim. Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak son 13 yılda 1 milyar TL yani 1 katrilyon TL’ye denk gelir çiftçilerimize destek vermişiz. Baktığımız zaman bu önemli bir destek.
Muş’un nüfusu 400 bin Nüfusun 200 bin ’den fazlasının kırsal alanda yaşadığını görüyoruz. Şimdi şehir tanımında da belediye nüfusu esas alındığından dolayı aslında ben bazı küçük Beldelerimizde ki nüfusta kırsal nüfus özelliğini göstermektedir. Bunu kırsal nüfus oranları ile oranlarsak bu 268.000 civarından daha fazladır. Dolayısıyla hala kırsal nüfusun ağırlıklı olduğu tarım faaliyetinin tarım sektörünün önemli olduğu bir il’deyiz. Bizim mukayeseli üstünlüğümüz tarım ve hayvancılık. Dolayısıyla bu alanı desteklememiz lazım. Destek faaliyeti çerçevesinde de bu şekilde yapılmış olan bir çalıştayın faydalı olacağını düşünüyorum.
İlimizde 25.000 civarında çiftçi var. Önemli bir çiftçi ailesi bulundurduğumuzu görebiliyorum. Yine 300.000 büyükbaş 1 milyon civarındaki küçükbaş hayvan varlığını aldığım verilerden gördüm. Bunun tabi daha da artması lazım.
Kıymetli hocalarımız ifade edecektir hayvancılığın idamesi için girdilerin ve girdi maliyetinin iyi planlanması lazım dolayısıyla bu yem bitkilerinin burada daha çok önem arz ettiğini vurgulamamız gerekiyor. Tarımın gelişmesi için çiftçilerimizin daha müreffeh bir duruma gelmesi için devlet olarak bugüne kadar yapılanların üzerine daha fazlasını da yapacağız. Yine sadece hayvancılık, yem bitkisi ya da bitkisel üretim değil bölgede 600 ton civarında bal da üretildiğini öğrendim. Zaten Muş balının eskiden beri meşhur olduğunu biliyordum. Benim 1997-1999 arasında Batman/Kozluk Kaymakamlığım var. Muş’a bir kaç defa daha gelmiştim. Balın tadına bakma fırsatı bulmuştum. Balımız aynı Muş insanları gibi tatlı. Tütün meselesine gelince Tütün Kooperatifi Başkanımıza ben de Belediye Başkanımız gibi bir şeyler söylemek istiyorum. Sen yine tütünü zehir olarak içme, içmeyelim ama tütün başka alanlarda da kullanılıyor. Mesela sanayide kullanılıyor. Dolayısıyla tütüncülüğü de geliştireceğiz. Tütün bizim yerli ve milli bir üretimimiz onu desteklememiz lazım.
Ben bu duygu ve düşüncelerle bu çalıştayı destekleyen tüm paydaşlarımıza Kooperatifimize, Belediyemize, Üniversitemize Tarım ve Orman Bakanlığımıza ve Kalkınma Ajansımıza teşekkür ediyorum. Çalıştayın başarılara vesile olmasını, hayırlı olmasını temenni ediyorum. Hepinize en derin sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Sağ olun.” Dedi.
Programın öğleden sonraki bölümünde katılımcılara hitap eden Tarım ve Orman Bakanı Bakan Yardımcısı Mustafa Aksu, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yaptığı çalışmalar, çiftçi desteklemeleri, hayvancılık desteklenmeleri ve tarım ve hayvancılık alanındaki projelerden bahsetti.
Program ödül töreni ve çalıştaya sunumları ile devam etti. Çalıştaya; Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Prof. Dr. Ahmet Gökkuş, Selçuk üniversitesi Prof. Dr. Ahmet Tamkoç, Uludağ Üniversitesi Prof. Dr. Esvet Açıkgöz, Ege Üniversitesi Prof. Dr. Rıza Avcıoğlu, Çukurova Üniversitesinden Prof. Dr. Rüştü Hatipoğlu da konuşmacı olarak katıldılar.